İşitme Engelli Bireyler Destek Eğitim Programı

İşitme engelli çocukların eğitiminde, eğitimin verildiği ortamın gerekli şekilde düzenlenmesi çocuğun eğitimden ne derecede yarar sağlayacağını önemli ölçüde etkilemektedir.

Kurumumuzda; İşitme kaybı nedeniyle konuşma problemi olan öğrencilerle alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmeye yönelik aşağıdaki çalışmalar yapılmaktadır.

Söyleneni anlama

Artikülasyon çalışması

Sözcük dağarcığını geliştirme

Cümle kurma

Anlamsız-anlamlı sesler çıkarma

Kurumumuzda işitme engelli çocuklara; yalıtımın sağlandığı, uygun araç ve gereçlerin bulunduğu bireysel ve grup odalarında eğitim verilmektedir.

Kulak Anatomisi

Kulak dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç anatomik bölümden oluşur:

Dış Kulak: Dış kulak , ses toplayıcı ve iletici organ olarak görev yapar. Aurikula(pinna)-kulak kepçesi,dış kulak yolu,timpa zarı(kulak zarı) dış tabakasından oluşur.

Orta Kulak: Orta kulak,sesin dış kulaktan iç kulağa iletilmesinde rol oynar.Timpan zarın iç bölümü ve iç kulağın oval penceresine bağlanan üç kemik zincirinden oluşur.

İç Kulak: İç kulak , ses dalgalarının sinir uyarılarına çevrilmesinde ve denge sağlanmasında rol oynar. İşitme ve denge ile ilgili vestibulokoklear organdan oluşur.

✤Periferal ve sentral işitme objektif ve subjektif testlerle değerlendirilmektedir.

İşitme, İşitme Kaybı Nedir?

İşitme;

İşitme duyusu, dış ortamda bulunan ve ses olarak adlandırdığımız mekanik titreşimlerin dış kulak yolundan içeri girerek, iç kulağı uyarması ve oluşan ‘ses’ bilgisinin beyne taşınması sonucu ortaya çıkmaktadır. İşitme, sesleri algılama eylemi veya süreci olarak tanımlanmaktadır.

İşitme Kaybı;

Dış , orta , iç kulak ve işitsel yollarda meydana gelen patolojiler sonucu çevredeki seslerin algılanamamasıdır.

Görülme Sıklığı

Dünya ortalamalarına göre doğuştan işitme kaybı görülme sıklığı 1/800-1/1500 arasında değişmektedir. Ülkemiz, doğuştan işitme kayıplarının en sık görüldüğü ülkeler arasındadır.

Türkiye’de, her yıl yaklaşık olarak 2500 bebek doğuştan işitme kaybı ile doğmaktadır. Okul çağına kadar 1000 çocuğun 5′inde işitme kaybı görülür.

İşitme Kayıplarının Derecelendirilmesi

Normal İşitme

0-25 dB

Çok Hafif Derecede İşitme kaybı

26-35 dB

Hafif Derecede İşitme kaybı

36-45 dB

Orta Derecede İşitme kaybı

46-55 dB

Orta İleri Derecede İşitme kaybı

56-70 dB

İleri Derecede İşitme kaybı

71-90 dB

Çok İleri Derecede İşitme kaybı

90+ dB

İşitme Kayıplarının Sınıflandırılması

Başlama Zamanına Göre

Başlama Yaşına Göre

Zaman İçindeki Durumuna Göre

Kulak Durumuna Göre

Başlama Hızına Göre

Patolojinin Yerleştiği Yere Göre

Patolojinin Anatomik Olarak Yerleştiği Yere Göre İşitme Kayıpları

İletim tipi işitme kaybı: Dış ve orta kulakta meydana gelen hasarlara bağlı olarak ortaya çıkan işitme kaybıdır. Sesin iç kulağa iletiminde problem vardır.

Sensörinöral tip işitme kaybı: İç kulakta meydana gelen sesin transfer ve dönüşümünü engelleyen, iç kulağa yakın sinir yollarını da içine alan işitme kayıplarıdır.

Mikst tip işitme kaybı: Hem orta kulak hem de iç kulakta meydana gelen hasarların ortaya çıkarttığı iletim ve dönüşüm fonksiyonlarının etkilendiği işitme kayıplarıdır.

İşitsel nöropatiler: Ses enerjisinin iç kulaktaki dönüşümünden sonraki işitme yollarından beyne kadar uzanan yollar üzerinde meydana gelen hasarların ortaya çıkardığı işitme kayıplarıdır.

Sentral işitsel işlemleme bozuklukları: Beyindeki, anlama ve konuşma alanları arasındaki iletişim bozukluğunun ortaya çıkardığı işitsel fonksiyon bozukluğudur.

Fonksiyonel işitme kaybı: Herhangi bir hasar olmaksızın ağır psikolojik travmaların veya başka bir kazanç sağlama çabasının ortaya çıkardığı işitme kayıplarıdır.

Çocuklarda İşitme Kaybının Belirtileri

✤Sık geçirilen kulak enfeksiyonları, özellikle tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları

✤Sık tekrarlayan kulak ağrısı

✤Belli sesleri duymada ve sesin yönünü tayin etmede güçlük

✤Yüksek şiddetteki seslere daha iyi yanıt verme

✤Sözel komutları yerine getirmede güçlük çekme veya hata yapma

✤Gürültülü ortamlarda işitmede güçlük çekme, konuşmaları anlamama

✤Konuşan kişinin yüzünü gördüğü zaman konuşmayı daha iyi anlaması

✤Konuşan kişiye daha yakın mesafede olmayı isteme

✤Televizyon, radyo veya kasetçaların yüksek sesle ya da yakın mesafeden dinlenmesi

✤Telefon kullanırken bir kulağın diğerine tercih edilmesi

✤Konuşmanın yaşına uygun şekilde düzgün, akıcı ve net olmaması

✤Konuşmanın çok yüksek şiddetli ya da çok düşük şiddetli olması

✤Konuşmada ritm, ton ve vurgu gibi özelliklerin olmaması (monoton konuşma)

✤Konuşurken bazı seslerin atlanması

✤Grup içinde çekingen davranma, kendini dışlanmış ve rahatsız hissetme

✤Herhangi bir eyleme başlamadan önce, o eylemi önce başkalarının yapmasını bekleme

✤Aileden alınan bilgilerde “çocuğun sadece duymak istediklerini duyduğunu” ifade etmesi

✤Sınıf ortamında dikkatini toplamada güçlük çekme

✤Kısa süreli dikkat ve zayıf kelime hafızası görülmesi

✤Okuma ve okul başarısında sorunların görülmesi

Çocuklarda İşitme Kaybının Derecelerine Göre Ortaya Çıkan Sonuçlar

Minimal işitme kayıplarında, çocuklar kulaklarını hafif tıkalı hisseder. Uzaktaki konuşmaları duymakta zorluk çekebilirler. Bu vakalarda işitme cihazı uygulanabilir.

 Hafif dereceli işitme kayıplarında, çocuklar konuşulanları genel olarak duysa da konuşmanın bazı yerlerini, kelime sonlarını ve bazı kelimelerin sesli kısımlarını duyamayabilir. Bu vakalarda genel olarak işitme cihazı kullanılır.

Orta dereceli işitme kayıplarında çocuklar, konuşulanların yarısından fazlasını duymazlar. Kendi seslerini düzgün olarak algılayamazlar. Konuşma tonlamasında farklılıklar görülebilir. İşitme cihazı kullanımı şarttır. Kullanılmadığı takdirde işitme kaybı olan çocuğun kelime hazinesi kısıtlanacağı gibi, sözcükleri söyleyişinde farklılıklar olacak, iletişim gücü zayıflayacaktır.

Orta-ileri dereceli işitme kayıplarında duyma kaybı yaşayan çocuk, çoğu sesi duyamamaktadır. Erken tanı konmazsa çocuğun konuşma gelişimi tamamlanmaz. İşitme cihazı ile gerekli amplifikasyon sağlanmalıdır. Çocuk ayrıca bir konuşma terapistine de görünmeli ve tedavisine başlamalıdır.

İleri dereceli işitme kayıplarında çocuk hiçbir konuşmayı işitemez. İşitme cihazı takmaksızın iletişim kuramaz.

İşitme Kayıpları Tedavi / Rehabilite Seçenekleri

Medikal Tedavi

İşitme Cihazları

Cerrahi Tedavi

İmplantlar

Ne Zaman İşitme Cihazı?

Sensörinöral ve medikal/cerrahi olarak tedavi edilemeyen işitme kayıplarının habilitasyonu/rehabilitasyonunda işitme cihazı önerilmektedir.

İşitme Cihazları

Sesi amplifiye ve modifiye eden elektroakustik cihazlardır.

İşitme cihazları işitmeyi normale döndürmez ancak sesleri kulağa güçlü bir şekilde göndererek hastanın sesi fark etmesine, işitme ve anlama yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olur. Günümüzde işitme cihazları seslerin sadece duyulması değil aynı zamanda en iyi şekilde anlaşılmasını sağlamaya yönelik olarak geliştirilmektedir.

Doğuştan ya da konuşmanın öğrenilmesinden önceki dönemde işitme kaybı olan çocukların erken yaştan itibaren cihaz kullanması; eğitim, konuşma, dil ve zihinsel gelişimleri açısından çok önemlidir. Aksi takdirde işitemeyen ve konuşamayan birey haline gelebilirler.

İşitme cihazına uyum sağlamak zaman alan bir süreçtir. Bu süreç çevredeki sesleri duyarak öğrenme ve değişik seslere alışma aşamalarını içerir. Özellikle çocuklarda cihaz ile birlikte yeni duyma teknikleri edinilmesi ve işitme kaybının kontrol altına alınabilmesini sağlayacak yetenekleri geliştiren bazı eğitim programları gerekebilir.

Koklear İmplant

Halk arasında ‘Biyonik Kulak’ olarak da bilinen Koklear İmplant, işitme cihazlarından yeterli yararı göremeyen veya işitme cihazlarının yetersiz kaldığı ileri/çok ileri derecede işitme kaybı olanlara yardımcı olmak amacıyla tasarlanmış cerrahi müdahale ile takılan bir iç kulak protezidir.

Koklear implant iki parçadan oluşmaktadır:

Cerrahi bir operasyonla iç kulaktaki kokleaya yerleştirilen iç parça ve seslerin alınıp işlemlendiği ses/konuşma işlemcisi (dış parça).

İç parça: İç parça, kafa cildi altına yerleştirilen bir ana gövde ile iç kulaktaki kokleaya uzanan ve koklea boyunca yerleşen bir elektrod dizilimini içermektedir.

Koklear implant, normal ya da sağlıklı bir işitmenin izlediği yoldaki dış kulak ve orta kulağı ekarte etmekte, direkt olarak iç kulağı uyarmaktadır. Sağlıklı çalışan bir kokleanın farklı bölgeleri, farklı özellikteki frekans bilgilerini almak üzere özelleşmiştir. Koklear implantta yer alan elektrod dizilimi üzerindeki her bir elektrod ya da kanal, birbirinden farklı frekans bilgisini yansıtmaktadır. Dolayısıyla implantlar, çalışmayan ya da hasarlı bir kokleanın işlevini yerine getirmiş olmaktadır.

Dış parça ve koklear implant ile duyma: Dış parça yani ses/konuşma işlemcisi ise, seslerin alındığı bir mikrofon, iç parça ile dış parça arasındaki bağlantıyı sağlayacak olan bir anten ve anten kablosunu içermektedir. Mikrofon tarafından alınan sesler, dijital hale getirilerek bir işlemleme sürecinden geçer. İşlemci tarafından kodlanmış olan bu ilk ses bilgisi anten aracılığıyla implantın ana gövdesine iletilir. Bu bilgi elektrik sinyallerine dönüştürülür ve elektrod dizilimi üzerindeki elektrodlara gönderilir. Her bir elektrod alçak, orta ve yüksek şiddetlerdeki frekans bandına karşılık gelmektedir. Bu elektriksel uyarımlar, iç kulaktaki tüylü hücrelerin yapması gerektiği şekilde işitme sinirine ulaşmış olup işitme sinirini uyarır. İşitme siniri ise bu bilgiyi beyindeki işitme merkezine iletir. Beyin bu sinyalleri ses olarak yorumlar ve koklear implant ile işitme gerçekleşmiş olur.

Koklear implanttan kimler faydalanabilir?

✤Doğuştan ya da doğum sonrası işitme kaybına uğrayanlar,

✤İşitme kaybı sadece iç kulaktaki bir problemden kaynaklananlar ve işitme cihazlarından yeterince fayda göremeyenler,

✤İşitme yeteneği mevcut iken geçirilmiş bir hastalık ya da operasyon sonucu işitmesini kaybetmiş olan yetişkinler,

✤İleri ya da çok ileri derece işitme kaybı olanlar

Koklear implant için kimler uygun aday değildir?

✤İyi ayarlanmış bir işitme cihazı kişiye yeterli konuşma ve anlama bilgisi ve kapasitesi sağlıyorsa,

✤Kişinin çok uzun süredir ileri/çok ileri derecede işitme kaybı olup işitme cihazı ve işitsel rehabilitasyon geçmişi yoksa,

✤İşitme kaybının ana nedeni koklea (iç kulaktan kaynaklı) değilse,

✤Görüntüleme tetkikleri sonucunda işitme siniri izlenememişse ya da hasarlı ise,

✤Kokleanın yapısı elektrod dizilimi için uygun değilse,

✤Kişinin takvim yaşı ile dil yaşı arasında 4 yaştan daha fazla fark varsa,

✤Kişi anestezi ve operasyona dayanabilecek kadar sağlıklı değilse, koklear implant uygulaması uygun değildir.

Neden çift taraflı işitme cihazı/koklear implant kullanımı?

Temel olarak çift taraflı işitme, yumuşak olan sesleri ya da uzaktan gelen konuşmaları da ayırt edebilmeyi, tek bir sesi arka plan gürültüsünden ayırabilmeyi ve sesin hangi yönden geldiğini tayin edebilmeyi sağlar. Aksi takdirde tek kulak ile işitildiğinde, beyin sesin uzaklığını ve yönünü belirlemekte zorlanır. Bu da, birçok sesin kaynağını belirlemeyi ve kalabalık içinde tek bir sese odaklanmayı zorlaştırır. Aynı durum çift taraflı koklear implant kullanımında da sözkonusudur.

İşitsel Rehabilitasyon

İşitsel rehabilitasyon aşamaları ;

Sesi Farketme / Dinleme

Sesi Ayırt etme

Sesi Tanıma

Sesi Anlamlandırma / Yorumlama

1- Fark etme; Dinleme becerisinin en temel ve basit olan basamağıdır. Bu basamakta çocuklar sesin varlığını ya da yokluğunu fark edebilirler. Fark etme, sesin içkulaktaki kirpiksi sinir hücreleri gibi duyuşsal algılayıcılar tarafından algılanarak beynin işitme merkezinde akustik uyaranlar olarak kişi tarafından tanımlanmasıdır. Bu basamakta çocuk çevresindeki sesleri fark etmeyi ve sese odaklanmayı öğrenmektedir. Bir başka değişle sese dönüt vermeyi ya da sessizlikte eylemsiz kalmayı öğrenmektedir. Fark etme basamağına en iyi örnek saf ses odyometre testlerinde çocukların ses sinyallerine dönüt vermesidir. Bu basamakta çocuk çevresindeki seslerin farkına varabilir ve kendi ismi söylendiğinde ya da ses duyduğunda konuşma benzeri sesler üretebilir. Başlangıçta çevrede ses oluştuğunda çocukların dikkati bu seslere çekilebilir. Örneğin: “Kapı mı çaldı?”, “Köpek mi havlıyor?”, “Anne mi çağırıyor ?” gibi.

2- Ayırt etme; Fark etme basamağına göre daha üst düzey beceriler gerektirmektedir. Bu basamakta çocuğun seslerin ne anlama geldiğini bilmesine gerek yoktur. Ancak “iki sesin aynı mı?” yoksa “farklı sesler mi?” olduğunu ayırt edebilme becerisine sahip olması gerekmektedir. Bu basamakta çocuk uzun ve kısa sözceleri ayırt etmekte zorlanmazken (ev/bahçe), eşit uzunluktaki sözceleri (gelme/koşma/gitme) ayırt etmede zorlanmaktadır. Aynı zamanda çocuk sesin kalitesini, şiddetini, süresini ve perde farklılıklarını ayırt edebilme becerilerini geliştirmektedir.

3- Tanımlama; Bu basamakta çocuk konuşma seslerini çevre seslerinden ayırt etmeye ve söylenen basit sözceleri ya da tümceleri tekrarlamaya çalışmakta ve söylenen nesnelerden bazılarını işaret ederek ya da bakarak tekrar etme çabası içine girmektedir. Bu basamak çocukların, konuşmanın hem parçasal ve hem de parçalar üst özeliklerindeki farklılıkları ayırt etmeye ve aynı zamanda sesbilgisel kuralları çözümlemeye başladıkları ve geliştirdikleri dönemi
kapsamaktadır. Bu aşamada çocuklar, konuşmanın parçalar üstü özellikleri olan süre (kısa/uzun), konuşma hızı (hızlı/yavaş), şiddet (yumuşak/yüksek), perde (alçak/yüksek perde ya da tiz/kalın) ve vurgu farklılıklarını (konuşmadaki vurgu örüntüleri) algılar ve ayırt ederler. Bunların yanı sıra konuşmanın parçasal özellikleri olan /b/, /m/ ya da /s/, /t/ ve benzeri gibi farklılıkları da algılayıp ayırt edilebilme becerilerini de geliştirirler.

4- Anlamlandırma-Yorumlama; Dinleme becerisinin en zor ve en üst basamağıdır. İşitsel mekanizmanın en son hedefini kapsamaktadır. Anlama, bireyin geçmiş yaşantıları ve dilbilgisel deneyimleri yardımı ile kendisine ulaşan akustik iletileri ya da uyaranları algılaması, anlaması ve sonucunda iletiyi ya da çevre sesini anlamlı hale getirmesidir. Dinleme becerisinin etkin biçimde kullanılabilmesi için bahsi geçen dört basamağın çocuklarda doğru bir biçimde gelişmesi
gerekmektedir. İşiten çocuklar için büyük önem taşıyan duyma ve dinleme, işitme kanalındaki engellemeler nedeniyle işitme engelli çocukların dil ediniminde, konuşmayı anlamada ve üretiminde önemli sorunlara neden olabilecektir.(2)

Dinleme, karşılıklı iletişimin temelini oluşturmaktadır. İşitme kaybı teşhisi konmuş ve işitsel rehabilitasyon sürecine girmiş olan bir bireyin de sözlü iletişim geliştirebilmesi öncelikle dinleme becerisini kazanmakla mümkün olacaktır.

Dinleme Becerilerini Geliştirme Yolları

Ailelerin yapması gerekenler
✤Tümceleri kısa tutmak.
✤Sözdizimsel olarak basit tümceler kullanmak.
✤Çocukların dikkatlerini çekebilmek ve sürdürebilmek için abartılmış tonlama kullanmak.
✤Önemli sözcükleri vurgulamak.
✤Çocuğun bilgi sahibi olduğu konularda konuşmak.
Söylediklerini tekrarlar ya da aynı anlamı farklı tümce kalıplarıyla yeniden çocuğa söylemek.
✤Çocukların eksik ya da yanlış tümceleri tamamlayarak ya da doğru biçimiyle çocuğa söyleyerek hatalarını fark etmelerine yardımcı olmak.

İşitsel - Sözel Terapi Teknikleri

İşitsel-sözel terapist çok fazla teknik ve strateji kullanarak işitme yoluyla çocuğun konuşma dili gelişimini stimule eder. Bu strateji ve metotlar şöyledir:

✤Konuşmayı almayı ve üretimini analiz etmektense çocuğun söylediğini aynen tekrarlamak.
✤Fısıldama, şarkı söyleme ve vurgulama( sentaktik/segmental/suprasegmental) yoluyla akustik özelliklere dikkat çekmek.
✤Çocuğa “Ne Duydun?” sorusu sorarak konuşma uyarımını artırmak.
✤Aileyi desteklemek ve onlara dinleme ve konuşma konusunda rehber olmak.
✤Çocuğun koklear implant veya işitme cihazı mikrofonuna yakınlaşmak.

✤Ödüllendirmek, alternatifler sunmak ve son söyleneni tekrarlayarak işitsel geribildirim sunmak
✤ Yanıt için uygun sürede beklemek.
✤ İşitmeyi görsel, dokunsal ve kinestetik ipuçlarıyla desteklemek.
✤ El ile yardımda bulunmak( Hand Cue) (1).