Duygular insan ilişkileri ve insanın iç dünyası için oldukça önemli bileşenlerdir. Eskiden olanın aksine artık duyguların çok önemli olduğu pek çok araştırmayla beraber ortaya çıkmıştır. Ebeveynlerin duygusal olarak olgunlaşmış olması ve duygusal zekasının güçlü olması çocuklarına karşı pek çok olumlu etkisi olduğu görülmüştür. Ebeveynin çocuğunun duygusal tepkilerine verdiği yanıt ile çocukların duygusal ve sosyal yetkinliği arasında bağ olduğu bulunmuştur.
Çocukların beyin gelişimi henüz tamamlanmadığı için duygu düzenleme konusunda bakım verenlerine ihtiyaç duymaktadırlar. Bu konuda özellikle bebekler tamamıyla ebeveynlerine bağımlıdırlar. Bu nedenle ebeveynlerin öncelikle kendi duygularını nasıl kontrol edeceklerini keşfedip daha sonra çocuğun duygularına odaklanmaları daha işlevseldir. Ebeveynler olarak duygularımızı adlandırıp çocuklarımızın duygularıyla başa çıkamayacak düzeydeysek öncelikle kendi duygularımızı regüle edebiliriz. Bunu kendi kaynaklarımızı yani bizi yatıştıran aktiviteleri keşfederek yapabiliriz.
Örneğin, ılık bir su içmek, sevdiğimiz bir kokuyu koklamak, evin penceresinden dışarıyı izlemek gibi basit eylemler bile bizim sinir sistemimizi regüle etmemize yardımcı olabilir. Unutmayın, insanız ve bazen kendimizi kontrol edemeyip öfkelenebiliriz, önemli olan bu durumları daha sonra telafi edebilmektir.
“Duygu Koçluğu” bu bağlamda en güncel yaklaşımdır. Çocukların duygu ve davranışları üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Bu yaklaşım çocukların duygu ve davranışlarını düzenleme (öz düzenleme) ve duygu düzenlemelerinin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Ebeveynlerinin bu yaklaşımı uyguladığı çocuklar duygusal olarak daha sağlam, akademik olarak daha başarılı, bulaşıcı hastalıklara karşı daha dayanıklı, ilişkisel olarak daha başarılı oldukları görülmüştür.
Duygu Koçu Ebeveyn Ne Demektir?
Duygu koçu ebeveynler çocuklarının duygularını fark eder ve bunları yakınlaşma fırsatı olarak görürler. Çocuklarının duygularını yok saymazlar ve onlara empatik bir şekilde yaklaşırlar. Duygu yansıtmaları kullanırlar. Örneğin gece odasında yatmak istemeyen ve korkan bir çocuğa ebeveyn “korkacak bir şey yok” diyorsa çocuğunun duygularını yok sayıyordur. Fakat böyle bir durumu çocuklarla yakınlaşmak için kullanabiliriz ve onlara “karanlık gerçekten de bazen çok korkutucu olabiliyor” diyebiliriz. Bu şekilde çocuğumuz anlaşıldığını düşünür ve sizinle kendisini daha yakın hisseder. Çocukların duygularını ifade etmesine izin vermek onların kendi davranışlarını anlamlandırmasını sağlar. Duyguların geçerliliğini onaylamak duygu koçu ebeveyn olmanın şartlarından biridir. Ayrıca bu duygunun ortaya çıkmasına sebep olan durumla ilgili çözüm bulmasına sınırlar çizerek yardımcı olmayı da içerir. Odada yatmaktan korkan çocuk örneğinden devam edecek olursak onunla beraber bu korkuya nasıl bir çözüm bulunabilir bunu tartışmak duygu koçu ebeveynin yapacağı bir davranıştır.
Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz John Gottman ve Joan DeClaire’ın “Duygusal Zekası Yüksek Çocuklar Yetiştirmek” alı kitabını okuyabilirsiniz.
Büşra Yılmaz
Psikolog
Yazımızı okuduğunuz için teşekkür ederiz! Sizlerle değerli bilgileri paylaşmaktan ve deneyimlerimizi aktarmaktan büyük keyif alıyoruz. Eğer sorularınız, yorumlarınız veya daha fazla bilgiye ihtiyacınız varsa, lütfen bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin. Size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız. Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için sizinle birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz!